Reklam
Tarih : 2025-10-28 12:25:43

Cumhuriyet kutlamalarında Atatürk'e özel hediye, ''vatan toprağı''

Hibya muhabirinin Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülden Özkan'ın ''Cumhuriyet meydanları ve toprak alma törenleri örneğinde ulus inşa, toplumsal bellek ve halkla ilişkiler'' adlı makalesinden derlediği bilgilere göre, 1925 yılında verilen kanun teklifi ve aynı gün kabul edilen oylamayla ''29 Ekim'' günü Türkiye Cumhuriyetini ve milletini yurtta ve yurt dışında temsil edecek tek milli bayram olarak ilan edildi.

Bu tarihten sonra her yıl ulusal birliğin bir ifadesi, yansıması olarak şenliklerle kutlanan Cumhuriyet Bayramı'nın 10. yıl dönümü adeta bir dönüm noktası oldu. Kutlamalar, merasim, dekorasyon, radyo, temsil, matbuat, konferans ve inşaat komitelerinden oluşan yüksek komisyon başkanlığında organize edildi. Yurt genelinde 3 gün kutlanan Cumhuriyetin ilanının 10. yıl dönümü etkinlikleri, marşından afişlere, piyeslerden şiirlere, balolardan resmigeçidine kadar her yönüyle planlanmış, törenin biçim ve içeriği yasal metinlerle çerçevelenmişti. 

Halkın tören anına ve hissine dahil olabilmesi için ulaşım ve haberleşme ücretsiz hale getirilmiş, tüm binalar, sokaklar, caddeler bayraklarla, çiçek ve kurdelelerle kırmızı beyaza dönmüş, takların büyüklüğü adeta yarış konusu olmuş, günün hatırasını geleceğe taşıyacak madalyalar ve pullar basılmıştı. Köyler ve yurt dışı temsilcilikler de dahil olmak üzere kutlamanın yapıldığı her mekanda konuşma, konferans, piyes, şiir ve destanlar yoluyla ulusal değerler, yeni Türk devletinin nitelikleri, eski rejimin olumsuzlukları, Cumhuriyetin kazanımları ve lider Mustafa Kemal Atatürk hatırlatılmış, anlatılmıştı. 

Şehirlere halk kürsüleri kurulmuş, sokaklar önce, sonra anlatılarıyla yüklü afiş ve levhalarla bezenmiş, uçaklardan 10 yıllık gelişimi anlatan kitapçıklar atılmış, hatta sigara paketlerine bile özlü sözler iliştirilmişti. Kuşkusuz bu gece gündüz yapılan kutlamalardan akıllarda en çok ''10. Yıl Marşı'', ''10. Yıl Nutku'' ve ''Cumhuriyet Meydanları'' kaldı. 

Tören tüm bileşenleri, zamanı, mekanı, bedeni ve anlatısıyla bir bütün olarak ulusu ulusa anlatıyor, belleği ve kimliği yaratıyordu. Cumhuriyetin onuncu yıl dönümü etkinlikleri belleklerde geleceği şekillendiriyor, geleceğe yapılacak tüm törenler için şablon, bu törenlerde okunacak bir marş, ulusun karakterini ifade eden bir nutuk ve memleketin neresine baksanız adı Cumhuriyetle anılacak bir meydan bırakıyordu.

Cumhuriyet meydanlarının oluşumu

Kutlama Yüksek Komisyonu, 29 Temmuz'da vilayetlere gönderdiği törenin mana, biçim ve içeriğini bildiren ilk talimatnamede kutlamanın ''büyük bir hacimde, sesli, hareketli, renkli ve ziyalı olmasını, en az 1 milyon 500 bin kişinin törenleri meydanlarda'' kutlamasının beklediğini iletmişti. Aynı talimatnamenin 3. maddesi törenin yapılacağı meydan hakkındaki bilgilere ayrılmış, buna göre şehir, kasaba ve köyde bütün nüfus tören yerinde bulunması için teşvik edilmeli, düzenlemeler de bu nüfusa göre yapılmalıydı. Tören için şehir ve köylerin en münasip yeri her mahallin komitesi tarafından tespit edilip hazırlanmalı, tören anına uygun hale getirilmeli, resmigeçit için düzenlenmeliydi. Çünkü törenin kutlanacağı bu meydan bundan sonra Cumhuriyet Meydanı olarak anılacak, gelecekteki Cumhuriyet 
Bayramları ve diğer ulusal toplanmalar bu meydanda gerçekleştirilecekti. Ayrıca meydana, 10. yıl hatırasının yüksekliğine yakışacak bir taş dikilerek üzerine, ''...ilinin...kazası Onuncu Cumhuriyet Bayramını coşkunlukla bu meydanda kutlandı, 29 Birinci Teşrin 1933'' yazılacaktı. 

Toplumsal belleğin ulus-devlet çerçevesinde kurgulanması sürecinde ülkenin her köşesindeki Cumhuriyet Meydanları 1933 yılı törenleri kapsamında böyle adlandırılmıştı. Yeni ulus-devletin yeni kamusal mekanlarının yaratımı noktasında devletin kendine yarattığı geçmişin hatırlatıcısı olan bu meydanlarla burada düzenlenen törenler, toplumsal belleğin ve kimliğin hem biçimlendiricisi hem de yansıması olarak belirmekteydi. 

Üstelik meydana dikilecek bir anıtla, anın ölümsüzleştirilmesi, süreklilik kazanması istenmiş, ''bu anıtın 10. yılın hatırasına yakışacak bir yükseklikte'' olmasının beklendiği belirtilmişti. Böylece ulusun en ücra köşesindeki kişide dahi mekansal bir aidiyetle ulusun toprağına olan bağı kuvvetlendirilmek yoluna gidilmişti. 

Ulus ve vatan, yani toplum ve mekan arasında oluşturulmak istenen bu bağ bir başka icatla perçinlenmiş, törenler sırasında düzenlenen ''toprak alma merasimleri'' ile ulus, vatanını ona bir vatan veren Mustafa Kemal Atatürk'e hediye etmişti. Komisyon, törenlerin başlamasından yaklaşık 15 gün önce tüm kutlama komitelerine merasime ilişkin yeni bir yazı göndermişti. Yazıda, ''10. yıl dönümü karanlık ve derin bir yokluktan, şerefli bir devlet olarak parlak istikbale ulaşmak noktasında bir dönüm noktası'' olarak tanımlanmış, bu dönüşümde Mustafa Kemal'in rolünün eşsizliği vurgulanmış ve ona olan minnet borcunu ödemenin bir yolunun bulunduğu müjdelenmişti.

Atatürk'e milli bir hediye, ''birer avuç toprak''

Bu yol, bir taraftan ''büyük reisin milli hayatta kurtarıcı hizmetine milletin minnettarlığı ve öte taraftan Gazi mefkuresi (ülküsü) yolunda bütün Türkiye'nin birlik, beraberlik ve bütünlüğünü'' gösterecek bir yol olarak tanımlanmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk'e ulusal bağlılığı göstermenin bir nişanesi olarak Cumhuriyetin kutlanacağı her meydandan birer avuç toprak alınacak ve milli bir hediye olarak Atatürk'e gönderilecekti. 

Komite toprağı kimin alacağını belirlemiş, temsili bir ulus izlenimi yaratan kişileri, ''vali veya kaymakam, fırka reisi, halkevi reisi, bir gazi, bir kız-bir erkek öğrenci ve bir şehit çocuğu'' olarak sıralamıştı.

Yazıda ayrıca tüm Türkiye'den gelerek Ankara'da muhafaza edilecek bu toprakların ulusal birliği ve vatani bütünlüğü göstereceği ifade edilmişti. Cumhuriyet Halk Fırkası tarafından önerilen ve Kutlama Yüksek Komisyonu tarafından uygulamaya konulan ''toprak alma merasimi'', kuşkusuz törenlerin en yaratıcı etkinliğiydi. Merasim, yurdun her kutlama meydanında yapılmış, öncesinde nutuklar ve şiirler söylenmiş, marşlar ve tezahüratlar eşliğinde alınan toprak zabıt tutulması ve mühürlü kutulara konulmasının ardından Ankara'ya gönderilmişti.

 

  Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2025 AZBR Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.