TBMM Başkanı Kurtulmuş'un konuşmasından satır başları şu şekilde:
''Bu sürecin bir al-ver süreci olmadığını, bir pazarlık süreci olmadığını; o örgütün kendisini feshetme kararını ortaya koyduktan ve silahları teslim etme sürecine sembolik bir törenle başladıktan sonra bu süreç hızlanmış ve siyaset de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunan partilerimizden on birinin ittifakıyla bu komisyon kurulmuş ve bugüne kadar getirilmiştir. Bu tarihi süreci komisyon da tarihi zorunluluklarını yüklenerek yerine getiriyor. Bundan sonraki süreçte çok daha dikkatli olmamız, çok daha hassas davranmamız gereken bir sürece girdiğimiz aşikardır. Üzere her birimize önemli bir uyarı olarak ortaya koymak istiyorum.
Süreç bu anlamda şimdiye kadar , 134 kişi ve kuruluşu dinledi. En son 19., 18. komisyon toplantımızda toplantıya katılanların beşte üç çoğunluğuyla alınan, yani nitelikli çoğunlukla alınan karar gereği komisyonumuzda grubu bulunan partileri temsilen birer temsilcinin adaya gitmesi yönünde bir karar alındı. Üç siyasi parti temsilcisini gönderdi komisyonumuzda bulunan partilerden ve ziyaret 24 Kasım tarihinde, bildiğiniz gibi, gerçekleştirildi.
Bu ziyaretin gerçekleştirilmesi ile birlikte komisyonumuzun dinleme faslı nihayete ermiştir. Böylece komisyon bu konuyla ilgili farklı toplumsal kesimleri, bu konunun tarafı olanları ve bu süreçlerde mağdur olanları da dinlemiş ve bu son ziyaretle birlikte de süreç dinleme faslı tamamlanmıştır. Şimdi bundan sonraki süreçte raporlama safhasına geçiyoruz. Yani komisyon çalışmalarından sonra terörist Türkiye'nin gerçekleştirilmesi ile ilgili kendi açımızdan gördüğümüz ortak hassasiyetlerle, hele mümkünse müşterek kanaatlerimizi paylaştığımız bir raporu hazırlamayı ümit ediyorum. Ve böylece bu raporun hazırlanmasıyla birlikte de bu tarihi süreç çok önemli bir eşiği daha atlatacak ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş olacaktır.
Daha evvel burada grubu bulunan partilerden rapor, kendi raporlarını hazırlamalarını; milletvekili arkadaşlarımızdan kendi raporlarını hazırlamalarını istirham etmiştik. Bana şimdiye kadar 5–6 arkadaşımızın hazırladığı rapor geldi. Bunların hepsini kaydediyoruz. Bir sayfa, bir evrak bile gelse bu evrakı kaydedip bu sürecin resmi tutanakları içerisine almış oluyoruz.
Dolayısıyla bugünkü oturumumuzda önce tabii raporları dinleyeceğiz. Raporları hazır olan partiler varsa onları dinleyeceğiz ve diğer arkadaşlarımızın da detayı değil ama ana başlıklarıyla bu rapora ilişkin neler gündeme getirilmesi gerektiğiyle ilgili fikirlerini alacağız.
Değerli arkadaşlarım, gerçekten sürecin ne kadar hassas bir noktaya geldiği görülüyor. Söylenen her bir sözün normal zamanda söylenen sözlerden kat kat daha tesirli olduğu; hiç beklemediğimiz çevrelerde beklemediğimiz şekilde olumlu ya da olumsuz etki ettiği bir sürece giriyoruz. Dolayısıyla, derler ya eskiler, söz gümüşse sükut altındır; burada yüz düşünüp bir konuşma, hatta bin düşünüp bir konuşmanın gerektiği günlere giriyoruz.
Herkesin öncelikle bu sürecin bundan sonraki en hassas dönemini siyasi pozisyonlarının malzemesi haline getirmemesi lazım. Hepimizin siyaset fikirleri farklı, siyasi partileri farklı, anlayışları, kanaatleri farklı ama herhalde ortak fikirlerimiz var.
Bir başka konu da basının üstüne çok büyük sorumluluklar düşüyor. Hissediyoruz bunu. Sürecin aslı, kim ne dedi, ne dediği nereden geldi, nereye gitti; bütün bunlardan daha önemlisi ortaya hangi somut sonuçlar konuldu; önemli olan bu siyasi süreçte budur. Yani sürecin magazinleştirilmemesi için de olağanüstü bir gayret sarf etmemiz gerektiği kanaatindeyim. Ayrıca dil, üslup ve davranışlarımıza da dikkat etmemiz gerektiği bir süreçteyiz.
Tekraren çok tekrarladığım bir şeyi tekrarlayarak sözlerimi bitireceğim: Bu mesele bir partinin ya da birkaç partinin meselesi değildir. Bu mesele bütün Türkiye’nin, 86 milyonun meselesidir. Bu mesele hayırla ve başarıyla sonuçlandığında bir ya da birkaç parti kazanmış olmayacak, sürece karşı olan partiler de dahil olmak üzere bütün Türkiye kazanmış olacak. Bunun için elimizi şimdiye kadar olduğu gibi taşın altına koymaya devam edeceğiz ve olumlu sonuç almak için de sabırla inşallah bu süreçleri, mücadele süreçlerini tamamlamış olacağız.
Tekraren söylüyorum: Sağda solda, içeriden ya da dışarıdan “Bu mesele son noktaya geldi, son günlere yaklaşıyor, bu meseleyi akamete uğratalım” diye hesap kitap içerisinde olanların varlığını biliyoruz. Tekrar ifade etmek istiyorum: Bir akıl, onların aklından daha üstün olmayı gerektirir. Onun için bizler de sabırla, farklılıklarımızı yine birbirimize ifade ederek yolumuza devam edeceğiz ve ümit ediyorum ki, inanıyorum ki bu sefer Türkiye kazanacak. Bu sefer mutlaka kazanacağız.
Değerli arkadaşlar, oturumumuzun ilk bölümünde siyasi partilerin rapor safhasına ilişkin görüşlerini, temennilerini ve ana başlıklarla ifade edeceği hususlar varsa onları dinleyelim. Aynı şekilde bu raporun hazırlanması ile ilgili yöntem teklifi olan arkadaşlarımız varsa onların yöntem tekliflerini de dinleyelim. Ve ikinci oturumda da İmralı ziyaretine ilişkin görüşmemizi yapacağız.''
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 AZBR Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.